çıkardığım bütün gühanların ağırlığı bindi üstüme
arkama bakamadım sen de bakmamışsındır diye
hep iyi bi kızdın öyle de kalacaksın
yasak meyveyi sadece bi elma sanacaksın
o kadar azdı ki günahlarını hassas teraziyle tartardı
o gün kızların elinde biskremler vardı
insanlar azaldı
sokaklar boşaldı
o gece ışıklar bize kadar yanardı
sonra zaten söndüler ya da eril kişi karardı
bir denizi yarsan ortadan
tutsan elimden beraber geçsek
takım ruhuyla beraber secdeler etsek
maç bitmeden gitmesen
doktor eve girse kredi çekmeden
omuzlarıma kendi ağırlığını koysan
başka yükler çekmesem
gökten taşlar da kafamıza yağardı
içlerinden yağmur seçmek senin üstüne kaldı
saçların ayrılıklar kadar vardı
sen dilek tut diye yıldızlar kayardı
dileklerin hep ayrılıklar kurardı
Uçaklar uçunca sen demeye başladım
boş vakitlerimde güzel günlerimi sayardım
sonra o günler bir uçağa biner
hep beraber giderler
geri gelmeyecekler
görmek istediğim yüzler beni görmeyecekler
daha da kötüsü sevgilim görmek istemeyecekler
o rus tarafından döşenmiş taşlı yol
boztepe ve aydınlıkevler
dolmuşları
turuncu sokak lambaları
sırtında çantan
çantanın içinde ekmek
ne iğrenç bi şey göz göze bakıp gülmemek
uçurumlara arabalar sürüldü
masum insanlar can verdi
bedenin bana iyilik etmek isteyen bi neferdi
oysa ben, beni sev de sarıl isterdim
bi yere gidilmek gerektiğinde
sen uçakla gitmeyi seçerdin
bense hep senle gitmeyi
Asım Enes Eraydın