Modern toplumun temelini ve popüler hayatın özünü kitlelerin şiddet yoluyla köleleştirilmesi ve sömürülmesi ilkesi oluşturmaktadır. Böylesi toplumlar varlıklarının açık göstergeleri olan ekonomi, politika ve toplumsal ilişkilere hizmet eden organların, otorite, polis, ordu ve yargı olduğu bir sınıf şiddetine dayanırlar. Bu toplumdaki her şey; tek tek her kurumun yanı sıra, bir bütün olarak devlet sistemi de dahil olmak üzere, kapitalizmin siperinden başka bir şey değildir. Bu siper, kapitalistlerin gözlerinin sürekli işçiler ve fakir halkın üzerinde olduğu, bu toplumun kurumlarını hatta sadece huzurunu bile tehdit eden işçi ve halk hareketlerini bastırmaya tahsis ettikleri güçlerini her zaman hazır bulundurdukları yerdir.
Bu toplumsal sistem aynı zamanda kasıtlı olarak, çalışan kitleleri zihinsel tembellik ve cahillik içinde tutuyor; sistem daha kolay şekilde onlardan çok daha fazla yararlanmak için, kitlelerin ahlaki ve entelektüel düzeylerini yükseltmelerini zor yoluyla engellemektedir. Bu popüler kültürün kendisidir işte.
Modern toplumun gelişmesi, sermayenin teknik evrimi ve politik sistemin mükemmelleştirilmesi, yöneten sınıfın gücünü pekiştirmekte ve bu sınıfa karşı mücadeleyi de daha da zorlaştırmaktadır. Böylece, emeğin özgürleşeceği o kesin anı ertelemektedir.
Modern toplumu tahlil ederek ulaştığımız sonuç şudur ki, kapitalist bir toplumu, özgür bir halk toplumuna dönüştürmenin tek yolu şiddet içeren bir toplumsal devrimdir.
18 Ekim 2016 Salı
Barış için savaş
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)